29 Eylül 2009 Salı

Bir Kitap: BİZANS ve OSMANLI / Marcel Balivet

BİZANS ve OSMANLI/Marcel Balivet

Alkım Yayınevi

Türklerin Anadolu’ya, özellikle Balkanlara yerleşmesi genel olarak kaba kuvvete, kılıç gücüne bağlanır. Bu bir Paul Wittek kuramıdır ve peşin hükümlülerce itibar gören bir yaklaşımdır.

Karadeniz’in kuzeyinden, Ukrayna steplerinden geçip kılıç gücüyle Balkanlar’dan Avrupa içlerine kadar fetihlerde bulunan Türk kavimler olmuştur ama bunların bir kısmı silinip gitmiş (Hunlar, Peçenekler) bir kısmı da dil, din veya hem din hem de dil olarak karıştıkları coğrafyanın halkları tarafından etkilenmişlerdir. (Bulgarlar, Macarlar)

Hazar’ın güneyinden İran üzerinden Müslüman olarak Anadolu’ya gelen Türklerin Hazar’ın ve Karadeniz’in kuzeyinden geçen halklarla bir tutulmaması gerekir. Selçuklu Türkleri, diğer Türk Beylikleri ve nihayet Osmanlı Türkleri hem Anadolu’ nun hem de Balkanların kazanılmasında sadece silah gücüyle yetinmemişler, söz konusu toprakların kültürel ve dini birikimlerinden yararlanmasını bilmişlerdir. Bu becerileri asırlar boyunca farklılıkları bir arada bir arada barış içinde tutabilmiştir.

Marcel Balivet, Bizanslı Ortodoks Hıristiyan keşişlerin, Türk mistiklerin, dervişlerin ve Bektaşilerin, Yahudilerin “bir evliya herkesin evliyasıdır” anlayışıyla özellikle Balkanlar’da dokudukları ortak yaşam koşullarını, XIII-XV yüzyıl koşullarını, bu koşullardan bir İmparatorluk çıkaran bilinçli devlet adamlarını Bizans ve Osmanlı adlı kitabında kaynaklara dayanarak anlatıyor.

Kitabın ismi Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları hakkında kapsamlı bir karşılaştırma ve değerlendirme beklentisi yaratıyorsa da anlatının inanç zemininde dinler arası geçişkenliklerle sınırlı olduğunu belirtelim.

İyi okumalar.

Celalettin BASIK

16 Eylül 2009 Çarşamba

Makale I.

Ne zaman kuruldu ?

Alttaki satırlar kesin bir kanaatin ifadesi değil.
Okurken akıldan geçen soruları yansıtıp muhtemel yanıtları araştırmak.
Bir nevi tartışmaya çağrı.
İtirazı olanlar, yanlış bulanlar, eksiklikler görenler.
Hadi buyrun !

Bizans İmparatorluğu’nun yıkılış tarihi konusunda bir tereddüt yoktur.
Fatih Sultan Mehmet önderliğindeki Osmanlı orduları tarafından 29 Mayıs 1453 yılında varlığına son verilmiştir.
Oysa başlangıç tarihi tartışmalıdır.
Genelde I. Konstantin (M.S 324-337) ile, Konstantinopolis’in kuruluşuyla başladığı kabul edilse de bu tarihe itirazı olanlar vardır.
Hıristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesi I. Teodosius (379-395) zamanında gerçekleştiği için kimilerine göre başlangıç I. Teodosius’un iktidar dönemidir.
Bazılarınca bu tarih daha ileriye alınmaktadır.
Esas başlangıç devletin Helenleştiği, kanunların Yunanca'ya çevrildiği, idari yapının baştan düzenlediği bir dönem olan Heraklius’un saltanat dönemidir (610-641).
Tarihi daha eskiye itenler de var.
50 yılı aşkın kaos ve iç savaştan sonra imparator olan Diokletianus (284- 305) iç savaşlara son vermiş, merkezi yönetimin otoritesini geri getirmiş, eyalet yönetimlerinde askeri ve sivil yetkileri ayırmış, dörtlü yönetimi (tetraşi) düzenlemiştir, yıkımı önlemiştir.Bu nedenle başlangıç onun iktidar dönemi olmalıdır diyenlerde vardır.
Gerçekte sorun Roma İmparatorluğu ile Makedonya’dan itibaren Fırat’a kadar doğuya uzanan devleti Roma’dan farklılaştırma israrından kaynaklanmaktadır. Farklılaştırma gayretleri 800 yılına Papa III.Leo’nun Şarlman’a taç giydirip onu İmparator ilan etmesine kadar gitmektedir. O zaman Papa’nın başını çektiği Batı tarafından Yunan olarak vurgunlanmak istenen İmparatorluk nihayet 16.yüzyılda, Alman tarihçi Hieronymus Wolf tarafından Bizans olarak adlandırılmış ve bu ad genel olarak kabullenilmiştir.
Bunun çeşitli nedenleri var. En gülümsetici olanı ise “sınırları içinde Roma şehri olmayan bir imparatorluğa nasıl Roma İmparatorluğu denir” itirazıdır. Roma İmparatorluğu bir şehir devleti değildir ki !!
J. J. Norwich’e göre de Roma İmparatorluğu’na Bizans İmparatorluğu demek Amerika Birleşik Devletleri’ne New Amsterdam Devleti demek kadar tuhaftır.
Fazla dağılmadan sonuca varalım.
Bizans İmparatorluğu’nun bir kuruluş tarihi yoktur çünkü Bizans İmparatorluğu diye bir devlet hiç olmamıştır.
Bir cumhuriyet olan Roma Devleti Octavius zamanında (M.Ö.27- M.S.14) İmparatorluğa dönüşmüş ve kendisini de Augustus ünvanı verilmiştir.
İmparatorluğun uğradığı en büyük değişim dini açıdan olmuş, Konstantin zamanında başlayan devletin Hıristiyanlaşma süreci I. Teodosius zamanında tamamlanmış devlet teokratik bir nitelik kazanmış, Hıristiyanlık devlet dini olmuştur. Mutlaka farklı bir tanım yapılması gerekliyse Bizans yerine Hıristiyan Roma İmparatorluğu demek daha doğru olmaz mı acaba ?

11 Eylül 2009 Cuma

BİZANS TARİHİNE OLAN İLGİM

Bizans Tarihi’ne amatörce bir ilgim var.

2004 yılında emekli olunca oturup büyüdüğüm semtler olan Yedikule ve Heybeliada konusunda bilgilenmek ve becerebilirsem tanıtıcı birşeyler yazmak istedim.
Okuduğum tüm kaynaklarda doğal olarak karşıma Osmanlı İmparatorluğu ve bir o kadar da Bizans İmparatorluğu çıktı.Osmanlı İmparatorluğu tarihini dört dörtlük bilmesem de nispeten aşinaydım fakat Bizans tarihini hiç bilmiyordum.

Ostrogorski’nin Bizans Devleti Tarihi kitabını okuyunca bu imparatorluğun tarihinin benim için bir çok bilinmeyenin kapısını açacağını gördüm.
Avrupa’nın nasıl Avrupa olduğunu; Avrupalı toplumların bugün yerleştikleri topraklara nerelerden nasıl geldiklerini, kimin kimi yurdundan ettiğini; doğu-batı ve kuzey-güney ekseninde Anadolu’nun çevresinde tarihin nasıl seyrettiğini, Hıristiyanlığı, Batı Uygarlığını, İslamiyeti, İslam Uygarlığı’nı, İslam Uygarlığı’nın bugünün batı dünyasına nasıl hayat ve ivme verdiğini, laiklik ve teokrasi tartışmalarında kilise ve devletin çatısmasını, sezaropapist hükümdar karşısında ruhbanın direncini, Balkanların demokrafik, siyasal, kültürel ve inançsal biçimlenişini, Türklerin Balkanlara yerleşmesinde dervişlerin işlevini, Osmanlı’nın Bizans’ı silerken Ortodoksluğa nasıl sahip çıktığını....ve bir dizi zincirleme olguyu öğrenme ve düşünme fırsatı buldum. Bir çok ta cevabını bilemediğim soru işareti belirdi kafamda.

Ostrogorski’yi Lemerle, J.B.Bury, Levçenko, Diehl, J. J.Norwich, Runciman, Dukas, F.Köprülü, E.Barker, S. Dikici, Mango, R. Browning vb... takip etti. A.A.Vasiliev’in iki cilt olan Bizans İmparatorluğu Tarihi’ni İngilizce’den tercüme ettim, basılmasını bekliyorum. Bunun yanında İznik İmparatorluğu hakkında bir derleme yapmaya çabalıyorum. İkonaklazm kafamı oldukça meşgul ediyor, bir derleme de o konuda yapmak istiyorum. İlgi duyan arkadaşlarıma zaman zaman “lecture” verdiğim de oluyor. Fakat akademik bir ortamın eksikliğini her zaman hissediyorum. Bu bloga girişmemin nedeni de bu.

Bana göre gerçek tanımı Hıristiyan Roma İmparatorluğu olması gereken ve 16.yy’dan sonra Bizans olarak adlandırılan imparatorluğun tarihi özellikle biz Türkler için mutlaka bilinmesi gereken bir gerçek ve geniş açılı bi perspektif.

Celalettin BASIK

SUNUŞ

Bu blog Bizans İmparatorluğu tarihine ilgi duyanların bilgilerini paylaştıkları, kafalarda soru işareti doğuran konularda fikir alışverişinde bulundukları, ilgili yayınlardan,kitap olsun,dergi olsun, makale olsun birbirlerini haberdar ettikleri bir tartışma platformu olsun istedim.

Sadece okumak her zaman yeterli olmayabiliyor. Okuyarak edinilenlerin sorgulanması, farklı perspektiflerden irdelenmesi gerekiyor. Üstünde durulan konu ancak bu yolla tek boyutluluğun sınırlarını aşabiliyor. Akademik ortamdan uzak olan özenli amatör meraklılar için sanal bir akademik ortam oluşturmaya çalıştım.

Tarih bugünü anlamanın bir anahtarı. Bizans Tarihi de Avrupa’nın, Balkanlar’ın, Kavimler Göçü’nün, Hıristiyanlığın, feodalitenin, batı monarşilerinin, İslamiyet’in doğuşu ve yayılmasının,Türkler’in Dicle ve Fırat’ın doğusundan gelip Avrupa’nın içlerine kadar uzanmasının, Selçuklular’ın,Osmanlılar’ın ve geçmişte yaşanmış sayısız gelişmenin
anlaşılmasında önemli ipuçlarına sahip.

Okudukça insanın kafasında birçok soru işareti beliriyor: Hıristiyanlığa 300 yıldan fazla gaddarça direnen imparatorluk sonunda neden bu dini devlet dini olarak benimsedi? 395’te ikiye bölündü, 476’da Batı Roma ortadan kalktı demek doğru bir anlatım mı? Bizans ne kadar Helendi, İkonaklazm dini bir girişim miydi yoksa dini zemine çekilmiş bir reform hareketi miydi? Avrupalı toplumların hepsi her zaman bugün bulundukları coğrafyada mı yerleşiktiler? 1082’de Venedikliler ile yapılan ticaret anlaşmasıyla 1838 Baltalimanı anlaşması ne oranda kıyaslanabilir; Hesikastlar’la müslüman sufilerin meşvereti Türkler’in Anadolu ve Balkanlar’a yerleşmesinde yardımcı bir etken olmuş mudur? Osmanlı İmparatorluğu olmasa Ortodoksluk Balkanlar’da varlığını sürdürebilir miydi? gibi soruların yanıtlarına yalnızca okuma edimiyle yeterince ulaşılamıyor.

Bloğumuzu becerip yeterince duyurabilir, sürekliliğini sağlayacak emeği ortaya koyabilirsek kısmen dahi olsa bu türden soruların yanıtlarına ulaşılabilecek, adı dahi tartışma konusu olan Bizans İmparatorluğu Tarihi’ne ilgi duyanlar için yararlı bir ortam sağlamış olacağımıza inanıyorum.

Buyrun siz de katılın.

Saygılarımla,
Celalettin BASIK